Emel Gülbahar: MaviKalem yaşıma, evraklarıma değil benim hayat hikayeme bakarak beni destekledi!
“Hayalim bir butik açmak. Butiğin yanında bir kadınlar kahvesi olsun. Çiçekler ekeceğim! Kadınlar sohbet etmeye gelsin. Kadınlar her yerde rahat edemez, benim çiçekli kahvemde rahat etsinler.”
Emel Gülbahar, 19 yaşında sekreter olarak çalışmaya başladı. Evlenip ilk çocuğu olana kadar aynı yerde çalıştı. Yıllar içinde çalıştığı firmada terfiler aldı ve ayrıldığında muhasebe bölümünün başındaydı. Kadınların hep kendini geliştirmesi, yerinde durmaması gerektiğini düşünüyordu. “Oturmayı sevmiyorum, çalışmayı çok seviyorum! Sevmek dışında kadınların daha çok aktif olmalarını istiyorum.”
Firmadaki işinden ayrılmıştı ama durmak istemiyordu. Bir gün tesadüfen katalog ürünleri satışını öğrendi. Önce bir miktar çorap ve çamaşır alarak satmaya başladı. Yakın çevresine, arkadaşlarına akrabalarına satıyordu. Kahve günlerine gidiyordu. “Bir elimde çantam bir elimde çocuğum satış yapmaya gidiyordum, sonra iki çocukla, sonra iki çocuk ve bebek arabası!” Gidiş gelişler zorlaşmaya başlayıp ürün çeşidi artınca evinin bir bölümünü ayırıp kendisi kadınları davet etmeye başladı. Kadınlarla sohbet ederken satış yapıyordu. Durmadı, evinden bir dükkana taşıdı işini. Hayaline adım adım yaklaşıyordu. Butiğini açtığında ürünlerini de çeşitlendirdi. Bir ay sonrasında ise deprem oldu. Çadırda yaşamaya başladı.
“Her sabah ‘Bugün sıra bize gelecek mi?’ ‘Ne yapacağız?’ diye düşünüyordum. O psikolojiden çıkmak istiyordum. Bir gün; ‘Benim bir işim var, ne olursa olsun ona sarılacağım’ dedim”
Depremden sonra kıyafet yardımları geliyordu, herkesin bedenine uygun çamaşır gelmiyordu. Kadınlar başka beden istediğini söylemeye çekiniyordu. Halbuki onun işi buydu. Kira yardımı için aldığı parayla şehir dışından iç çamaşırı ve kozmetik (şampuan ve diş macunu) getirtti. Evinden çıkarabildiği ürünleri de ekledi yanlarına. Çadıra ip gerdi, çamaşırları askılarla ipe astı ve satışa başladı. Satış yapıyordu fakat ürünleri fareler yiyordu ve sıcak işleri zorlaştırıyordu. Emel de bir konteynıra taşıdı işini. Eşi ile birlikte kurdular konteynırı; depremden önce yaşadıkları evin pencerelerini ve kapısını taktılar. “Şimdi her gün o pencereden bakıyorum hayata.”
Mahallesinde birçok kadının el ürünü iş yaptığını biliyordu. “Hepimizi kalkındırmak için ne yapabilirim diye düşündüm ve aklıma kermes fikri geldi.” Subaşı Mahallesi’nde kadınları organize etti ve parkta kermes yapılmaya başladı. (Bu kermes hala devam ediyor.) Kermes alanında MaviKalem’in afişini gördü, kendi işini anlatarak başvuru yaptı. “Bir yıl boyunca hayalim için her kapıyı çaldım. Kredi almaya çalıştım, olmadı. MaviKalem yaşıma, evraklarıma değil, yazdığım hayat hikayeme baktı ve beni aradı” Konteyner vardı, fakat ürünleri üst üsteydi bir düzen sağlamakta zorlanıyordu. Aldığı destekle hem ürünlerini düzenledi hem de takip sistemini geliştirdi.
Emel Gülbahar, bulunduğu bölgenin ve dönemin şartlarına göre ihtiyacı gözeterek ürünlerini seçiyor ve satışa çıkarıyor. Konteyner butiğinin yanında şimdilik bir kadın kahvesi olmasa da çiçeklerini ekti ve her gün güler yüzüyle işinin başına geçiyor.
Twitter/x:
Adres: Abdullah Can Cömert Caddesi No:3 Defne/Hatay